Niz Olive Marka Hikayesi
Niz Olive’in hikayesi, kurulduğu verimli toprakların dünyaca tanınan ürünü olan zeytinle ayrılmaz bir bütünün parçası adeta. Bugünkü konumumuza erişmemizde öncü rol üstlenen yöneticimiz Berna Küçükkaya’nın girişimci ruhu ve zeytine olan sevgisi, yıllar öncesine dayanan bir tutku. Sanayici olan babamız Nebi Yorgun’un zeytine verdiği değer, markamızın kurulmadan yıllar önceki ilk filizleri. Bu filizlerin köklerinin daha derinlere ulaşması da sanayici olan ama zeytine aşık bir babanın kızıyla gerçeğe dönüştü. Yöneticimiz Berna Küçükkaya’nın zeytin bahçeleri arasında geçen çocukluğu ve hasat zamanı bahçeye gitmek için okuldan yaptığı ufak kaçamaklar ise bu yolculuğun en gülümseten anları. Küçük bir çocuğun, babasının fabrikasına temizlenmek için gelen taş baskı makinelerinden yayılan zeytinyağının binlerce yıldan bu yana varlığını sürdüren o eşsiz kokusunu içine çekmesi, gelecek hedeflerinin de yol göstericisi oldu. Arkadaşları rengarenk çiçeklerin bakımıyla ilgilenirken o ise zeytin fidelerini toprakla buluşturuyordu. Zeytine olan eşsiz tutkusunun bir kadın girişimci hikayesine dönüşmesinde de kendine olan güveniyle devraldığı liderlik önemli pay sahibi oldu. O güne dek zeytine olan tutkusunu ustasından aldığı eğitimlerle daha da pekiştiren Berna Küçükkaya için bu yolculuk, sofralara lezzet taşıyan bir sorumluluğa dönüştü aynı zamanda. Kadınların çalışma hayatında olmasının değerinin bilinciyle tutkusunun peşinden gitmesi ve iki kızına da gelecek için bir yol açması Niz Olive’e güçlü bir hikaye kazandırdı. Zeytinyağının butik üretiminde kaliteyi doğrudan yükselttiği bilinciyle hareket eden markamız, kurulduğu henüz ilk yılda yurt içi ve yurt dışında elde ettiği başarılarla hikayesini güçlü kılmaya devam ediyor. Başarının tesadüf olmadığı ve köklerini her geçen gün toprağın daha derinine salan bir zeytin ağacı misali büyüyen markamız, “İyi zeytinyağı herkesin hakkı” mottosuyla sofraların lezzetine değer katıyor.